Endojen Retinoik Asit Teorisi (TERA): Bağışıklık Sistemine Temelden Bakış

Giriş

Endojen Retinoik Asit Teorisi (TERA), Dr. Sarohan’ın özellikle viral ve inflamatuar hastalıklarla ilgili geliştirdiği devrim niteliğinde bir yaklaşımdır. Bu teori, vücudumuzun retinoik asit (RA) depolarını nasıl yönettiğini ve bağışıklık yanıtını nasıl etkilediğini temel alır.

Teori Neden Geliştirildi?

Dr. Sarohan, akut viral enfeksiyonların (ör. COVID-19) neden patolojik seyrin başladığını anlamak için hem klinik gözlem hem de temel bilimsel verilerden ilham aldı. Bir enfeksiyon sırasında retinoik asit ihtiyacının artması ve depoların hızla tükenmesi senaryosu “RA Depletion Syndrome (RADS)” olarak tanımlanıyor.

Nasıl Çalışır?

  • TERA: Vücut, akut enfeksiyon sırasında depolanan RA’ları serbest bırakarak immün sistemi destekler.
  • RADS: RA depoları bittiğinde, retinoik asit bağımlı RIG-I/IFN-I yolu kapanır. Ardından NF-κB güdümlü inflamatuar yollar devreye girer.
    Bu mekanizma, cytokine storm (sitokin fırtınası), SIRS ve ARDS gibi tabloya yol açar.

Klinik Yansımalar

  • TEORİDEN TEDAVİYE: Klinik uygulamalarda RA seviyelerini değerlendirmek, retinol takviyesi ve CYP P450 enzim inhibitörleri ile kombinasyon düşünülmektedir.
  • COVID-19 ve RA: RA seviyesinin düşük olması, memeli derinleşen viral infeksiyonlarda hastalık şiddetini artırabilir.
  • Genel Inflamasyon: TERA/RADS sadece COVID-19 için değil, sepsis, otoimmün hastalıklar ve kanser gibi geniş yelpazedeki inflamatuar durumlar için yeni bir bakış açısı sunabilir.

Sonuç

TERA ve RADS, enfeksiyon fizyolojisi ile RA metabolizmasını ilişkilendirerek yeni tedavi stratejileri ortaya koyuyor. Dr. Sarohan’ın çalışmaları, bu alanda yürütülen klinik ve akademik tartışmalara güçlü bir katkı sağlıyor.