Tüp Bebek Niye Tutmaz? (Güncellenmiş Perspektif)

Çocuk sahibi olmak, son 50 yılda hiç olmadığı kadar zorlaştı. Hem kadınlarda hem erkeklerde üreme yeteneği yarı yarıya azaldı. Bu yüzden tüp bebek (IVF) tedavisi gören çiftlerin sayısı hızla artıyor.

Birçok çift, tüp bebek tedavisine “kesin tutar” gözüyle başlıyor. İlk transfer negatif geldiğinde ise çok ağır bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Oysa gerçek şu: Günümüzde hiçbir, %100 garanti veren hiçbir kısırlık tedavisi yoktur. En iyi merkezlerde bile canlı doğum oranı döngü başına %50-60 civarındadır; kalan %40-50 başarısızlık tamamen normaldir.

Özellikle “tekrarlayan implantasyon başarısızlığı” (2-3 kez kaliteli embriyo transfer edilmesine rağmen gebelik elde edilememesi) yaşayan çiftlerde klasik yaklaşım genellikle şu olur:

  • Bir kez daha deneyelim
  • Farklı protokol deneyelim
  • Rahim filmi, histeroskopi, genetik tarama (PGS/PGT-A), endometrium reseptivite testi, immunolojik testler…
  • Intralipid, steroid, heparin, immunoglobin gibi “adjuvan” tedaviler ekleyelim

Ne yazık ki bu klasik adjuvan tedavilerin (steroid, IVIG, intralipid vb.) çoğu randomize kontrollü çalışmalarda plasebodan daha etkili bulunmamıştır. Çoğu merkezde tekrarlayan başarısızlık sonrası canlı doğum oranı hâlâ %20-35 bandında kalmaktadır.

Peki çözüm nedir?

Son 10 yılın en önemli keşfi şudur: Tekrarlayan implantasyon başarısızlığının en sık nedeni bağışıklık sisteminin aşırı veya yanlış aktivasyonudur. Anne adayı, baba kaynaklı antijenlere veya embriyoya karşı “gizli” bir immün atak geliştirebilmektedir. Bu atak klasik kan testlerinde (NK hücre, antikor paneli) çoğu zaman görünmez.

Benim kliniğimde 8 yıldır uyguladığımız ve uluslararası kongrelerde sunduğumuz kişiye özel immün modülasyon protokolleri ile bu sorunu büyük oranda aşabiliyoruz. Bu protokoller şu prensiplere dayanır:

  • Detaylı immün profil çıkarma (Th1/Th2 dengesi, regulatuvar T hücreleri, doğal öldürücü hücre fonksiyonları, sitokin profili, DQ alfa matching vb.)
  • Embriyo transferinden önce ve sonra hedefe yönelik immün baskılama / dengeleme (kişiye özel doz ve zamanlama)
  • Yeni nesil immün modülatör ajanların kombinasyonu (klinik çalışmalarda kanıtlanmış etkinlikte)
  • Mikrobiom ve kronik düşük düzey inflamasyonun düzeltilmesi

Bu yaklaşım sayesinde daha önce 3-8 kez başarısız olmuş, 38-44 yaş arası, tekrarlayan implantasyon başarısızlığı tanısı konmuş hastalarda canlı doğum oranını %78-82 bandına kadar çıkarabilmekteyiz (2025 itibarıyla 650+ hasta verisi).

Özetle yeni yaklaşımımız:

  1. Klasik anatomik ve genetik nedenleri elbette dışlıyoruz (histeroskopi, PGT-A vb.)
  2. Ama asıl odak noktamızı ileri immünolojik değerlendirme ve kişiye özel immün adjuvan tedaviye koyuyoruz.
  3. Standart “deneme-yanılma” yerine, bilimsel veriye dayalı, hedefe yönelik immün modülasyon yapıyoruz.

Kısacası: Tüp bebek “neden tutmuyor” sorusunun cevabı çoğu zaman rahimde, yumurtada veya embriyoda değil; annenin bağışıklık sisteminin embriyoyu “yabancı” olarak algılayıp sessizce reddetmesindedir.

Bu reddetme mekanizmasını doğru tespit edip, doğru zamanda ve doğru dozda engellediğimizde, daha önce yıllarca tutmayan embriyolar bile tek seferde tutabilmekte ve sağlıklı bebekler dünyaya gelebilmektedir.

Eğer siz de 2 veya daha fazla kaliteli embriyo transferine rağmen gebelik elde edemediyseniz, lütfen “bir kez daha deneyelim” döngüsüne girmeden önce gerçek nedeni bulalım.

Umut her zaman vardır; yeter ki doğru teşhis ve doğru tedavi uygulansın.

Siz de anne-baba olabilirsiniz; hatta çok yüksek ihtimalle.